Güvenilir, yeterli ve kabul edilebilir su tanımı, coğrafik özelliklere, mevsimsel değişikliklere ve ekonomik koşullara bağlı olarak her daim farklılık gösterebilir. Genel olarak gelişmemiş toplumlarda, dezenfeksiyon yöntemleri ile mikrobiyolojik açıdan güvenli suya ulaşmak öncelikli bir konudur. Buna karşılık gelişmiş toplumlarda su kaynaklarındaki kirlilik gittikçe karmaşık ve büyük boyutlu bir hale gelmiştir.
İçme suyu kalitesi, yirminci yüzyılın başına kadar, kolera ve tifo gibi bulaşıcı hastalıkları önlemek için ele alınıyordu. Su kaynaklı hastalıkların kontrolü bugün de önemini korumaktadır. Ancak, 1950’li yıllardan itibaren tarımda ve sanayide bazı kimyasal maddelerin kullanılması ve bu maddelerin toksik etkilerinin anlaşılması üzerine, içme suyundaki kimyasal kirleticilerin de kontrol altına alınması önemli olmuştur.
İçme sularında bulunan kimyasal maddelerin etkileri genelde uzun vadede kendini göstermektedir. Bu yüzden daha önce uygulanan mikrobiyolojik esaslı analizlerin yerini, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özelliklerin birarada dikkate alındığı daha ayrıntılı analizler almıştır. Sularda bulanık tayini çalışmaları da bunlardan biridir.
Laboratuvarımızda su ve atıksu ölçümleri kapsamında verilen ölçüm, test ve analiz hizmetlerinden biri de bulanıklık tayinidir. Bu analizler esnasında yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan başlıca şu standartlar esas alınmaktadır:
Laboratuvarımız, bilim ve teknoloji alanında dünyada yaşanan gelişmeleri yakından takip eden ve sürekli kendini geliştiren güçlü bir çalışan kadrosuna sahiptir. Bunun yanı sıra modern test cihazlarını kullanarak ve dünyanın her yerinde kabul gören test yöntemlerini uygulayarak bu hizmetleri vermektedir.