Bir önceki Ticaret Kanunu’nda gemi kira sözleşmeleri ilgili olan tek bir hüküm vardı. O da Borçlar Kanunu’nun gayrimenkul kiralarına yönelik hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı şeklindeydi. Ancak gemi kira sözleşmeleri, yaygın olarak yapılmaktadır ve bundan dolayı yeni Ticaret Kanunu yapılırken bu konuya ayrıntıları ile yer verilmiştir. Oysa gemi kira sözleşmesi uygulaması yıllardır ülkemiz denizciliğinde yapılan bir uygulamadır.
Gemilerin kiraya giriş çıkışları, kira sözleşmeleri ile yapılmaktadır. Genel olarak bir gemi sözleşme ile ve belli bir bedel karşılığında kiracının kullanımına bırakılmaktadır. Ancak kiraya verilen gemi ile birlikte gemi adamları da kiracının kullanımına verilmiş olmaktadır. Yani gemi kira sözleşmeleri, sıradan bir kira sözleşmesine göre taraflara bazı özel hak ve yükümlülükler de getirebilir.
Gemiler gemi adamları olmadan sadece gemi olarak kiracıya tahsis edilebileceği gibi (bu durumda çıplak gemi kira sözleşmesi söz konusudur), gemi ile birlikte gemi adamlarının hizmetleri de kiracıya tahsis edilebilir (bu durumda donatılmış gemi kira sözleşmesi söz konusudur). Ancak her iki durumda da esas olan, geminin denize elverişli olmasıdır. Gemiyi kiraya veren, kiralanan gemiyi kiracıya denize elverişli olarak teslim etmek zorundadır. Gemiyi kiralayan ise kira süresi boyunca gemiyi amacına uygun şekilde kullanmak ve normal kullanım sonucu oluşan aşınmalar dışında, teslim aldığı koşullarda gemiyi geri vermek zorundadır.
Geminin kiraya giriş ve çıkış işlemlerinde geminin durumunun tespit edilmesi için gözetim kuruluşları tarafından bu yönde verilen hizmetlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çerçevede olmak üzere verilen başlıca hizmetler bunlardır.
Kuruluşumuz tarafından genel gözetim hizmetleri kapsamında gemilerin kiraya giriş çıkış, yakıt ve diğer tüm kontrol hizmetleri vermektedir.