Tarlalardan, seralardan veya çiftliklerden toplanan ürünlerin tüketicinin sofrasına gelinceye kadar tamamen islam dini esaslarına uygun şekilde hazırlanması, helal gıda olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama biraz da açılacak olursa, hayvansal, bitkisel, kimyasal veya mikrobiyal kaynaklı gıda maddelerinin, hammadde, yardımcı maddeler, katkı maddeleri, işleme yöntemleri, işletme koşulları ve paketlemeye kadar birçok aşamanın islami kurallara uygun olması bu ürünlerin helal gıda oldukları anlamını taşımaktadır. Daha basit bir anlatımla helal gıda, gıda maddelerinin dini, sağlık ve hijyen koşulları bakımından mahzursuz olması demektir.
Gıda maddelerinin kalite standartlarının tespit edilmesi, aslına bakılırsa binlerce yıl öncesine kadar uzanır. Müslümanlıktan önce indirilen kutsal kitaplarda da helal gıda kavramı geçmektedir. Bugün Musevi’lerin titizlikle uymaya çalıştıkları Kosher standartları ve belgelendirme çalışmaları bunun en canlı kanıtıdır. İlk olarak Amerika’da yaşayan Yahudiler tarafından başlanan Kosher standardı, bugün dünyanın her yerinde bir gıda standardı olma yolundadır. Kosher standardı kısaca tüketilmesinde ve kullanılmasında sakınca görülmeyen gıda maddeleri için getirilen bir standarttır.
Osmanlı zamanında gıda maddelerine vurulan tahrir damgası da aynı şekilde tüketilmesinde mahzur görülmeyen gıda maddelerini göstermektedir. 1800’lü yılların sonlarında uygulanmasına başlanan tahrir damgası, bugün modern anlamda belgelendirme anlayışının ilk uygulama örneği kabul edilmektedir. Tahrir uygulaması, Musevilerin Kosher standardından yıllar önce başlatılmıştır ve temeli, Hz. Ömer zamanında kurulan Hisbe Teşkilatı’na dayanmaktadır.
İşin aslına bakılacak olursa helal gıda kavramı, ilk insan Adem Peygamber’e kadar uzanır. Adem Peygamber’in ve eşinin kendilerine yasaklanmış meyvayı yemeleri ve cennetten kovulmaları, sadece tanrının izin verdiği şeylerin helal olduğunun bir ifadesidir.
Musevilik dininde, domuz, deve ve tavşan eti ve bunlardan elde edilen gıda maddeleri, yumuşak ve aroma maddeleri içeren peynir çeşitleri, her türlü böcek, sürüngen ve kemirgenler, Tevrat’ta adı geçen yirmi kuş dışında kalanlar, pullu ve yüzgeçli olanlar dışında diğer balıklar, midye ve istiridye gibi kabuklu hayvanlar, ahtapot, kalamar, ıstakoz, karides, yengeç ve deniz kestanesi ve yenilmesi yasak olan hayvanların süt ve yumurtalarını tüketmek helal değildir.
Hıristiyanlık dininde, belli günler dışında gıda maddeleri tüketilmesinde çok ciddi kısıtlama yoktur.
İslam dininde ise domuz eti ve domuzdan elde edilen ürünler, tüm sürüngenler ve bunlardan elde edilen ürünler, tüm böcekler, ölmüş ve kesilmiş hayvan eti, tanrının adı anılmadan ve kurallarına uygun kesilmeyen hayvanlar ve alkol içeren bütün ürünler haramdır.
Dini inançları güçlü insanlar günaha girmemek için helal gıda ile beslenmeye önem vermektedir. Bu yüzden gıda imal eden işletmelerin, bu konudaki faaliyetlerini kanıtlamak istemeleri, helal gıda standartlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tüketilen gıdaların helal olduğundan emin olmak isteyen insanlar, bu ürünlerin üzerinde helal gıda bilgisi aramaya başlamışlardır. Üretici firmalar, ürünlerinin helal gıda standartlarına uygun şekilde üretildiğini, ancak Helal Gıda Sertifikası ile kanıtlanmış olmaktadır.
Kuruluşumuz Helal Gıda Sertifikası almak isteyen işletmelere deneyimli ve eğitimli bir çalışan kadrosu ile belgelendirme hizmetleri vermektedir.